HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 16 EYLÜL 2024, PAZARTESİ

Atatürk, İslam ile değil sizinle savaştı

07.10.2023 00:00
Daha önce bir konuşmasında Atatürk için; "Laikliği getirmiş ama ananeyi bozmamış. Bizi, biz yapan esasları değiştirmemiş" diyen İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit geçtiğimiz gün yayınlanan bir konuşmasında da şu cümleleri kurdu:

"Atatürk'e anıt yaptık. Çünkü ona, minnet borcumuz var. O, dinliyi dinsizi birleştirip milleti yumruk gibi yaptı, düşmanı denize döktü. Büyük zatlar için mermer kabir yapılabilir. Mustafa Kemal Paşa'ya, Anıtkabir yaptık, ona minnet borcumuz var."

Bu sözler, Amerikan İslamcılarını kudurttu. Sosyal medyadan Cevat Hocaya saydırdıkça saydırdılar.

Diğer taraftan Yeni Akit'in yazarlarından Kenan Alpay ise Atatürk'ün, İslam'a savaş açtığını iddia ederek şu cümleleri kurdu:

"Cevat Akşit Hocanın "büyük adam" olarak andığı Mustafa Kemal'e ve Kemalizm'e bizim hiç bir surette "minnet borcumuz" filan yoktur.

Cevat Hoca konuşurken Kur'an ve Sünneti unutmuş, ihmal veya ihlal etmiş; İslam'a savaş açan Tek Adam ve Kemalizm'i hiç bilmediğini itiraf etmiştir.

İsrailiyat-bid'at ve hurafelerle mücadele etmek bir tarafa modern İsrailiyat-bidat ve hurafe üretmenin hiçbir faydası olmaz ama yıkıcı sonuçları olur.

Cevat Akşit Hocanın, Atatürk övgülerine eşlik eden Anıtkabir güzellemesi hakkı ve sabrı tavsiye değil batıla ve isyana teşviktir."

Ebu Cehil öldü, diyorlar. Yalan. Baksanıza yazı bile yazıyor.

Bu cehil, dikkat çekmek için bir İsrailiyat' tabiri kullanıyor ama dün Erbakan'ın bugün Erdoğan'ın, İsrail dostluğuna alkış tutuyor.


Bu cehiller, Atatürk'ün bir helali haram veya bir haramı helal ilan ettiğine dair tek bir örnek neden veremiyorlar? Çünkü yok.

Ama AB için helallerin nasıl haram, haramların nasıl helal yapıldığını çok iyi bilen bu cehil, Atatürk'ü, İslam'a savaş açan adam, diye tanımlıyor.

Bu cehil'in gazetesini bir zamanlar Fethullah Gülen'e ait vakıflar, kurumlar, bankalar reklamlarla finanse ediyordu.

Bunlarda, 'deccal fitnesi' olan dinler arası diyalog, Abant toplantılarına vs. ya katılıyorlar ya da sessiz kalıyorlardı. Bugün ise Atatürk'ü bidat ve hurafecilikle suçluyorlar.

Bu cehilin anasının adı belli, babasının adı belli, doğum yeri de belli. Ama 'Atatürk'e vefa borcumuz yok' diyor. Nanköre ne anlatabilirsin ki?

Bak ey cehil! Atatürk diyor ki:

"İslam toplumuna dâhil olan birtakım kavimler İslam oldukları hâlde çökmeye, yokluk ve gerilemeye maruz kaldılar. Geçmişlerinin yanlış veya batıl alışkanlık ve inançlarıyla İslamiyet'i karıştırdıkları ve bu suretle gerçek İslamiyet'ten uzaklaştıkları için kendilerini düşmanlarının esiri yaptılar. (Konya gençleriyle konuşmasından,-20 Mart 1923) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II, 1989; 143; Kocatürk, 1999; 233).


Dinimizin ölçüsü vardır

"Özellikle bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçüyle hangi şeyin bu dine uygun olup, olmadığını kolayca takdir edebiliriz.


Hangi şey ki, akla, mantığa, kamunun çıkarına uygundur; biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur.

Bir şey akıl ve mantığa, milletin çıkarına, İslam'ın çıkarına uygunsa kimseye sormayın. O şey dinidir.

Eğer bizim dinimiz, aklın, mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı. (Adana esnafıyla konuşmasından, 16 Mart 1923 Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II, 1989;131; Kocatürk, 1999; 232).

Türk Milleti daha dindar olmalıdır

"Siyasetimizi dine aykırı olmak şöyle dursun, din bakımından eksik bile hissediyoruz. Türk Milleti daha dindar olmalıdır.


Yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Bilince aykırı, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor.

Oysa Türkiye'ye bağımsızlığını veren bu Asya milletinin içinde daha karışık, yapmaca, batıl inançlardan ibaret bir din daha vardır.

Ancak bu cahiller, bu acizler, sırası gelince aydınlanacaklardır. Onlar ışığa yaklaşmazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız. (Fransız Yazar Maurice Pernot'ya demecinden, 29 Ekim 1923) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 1989; 93)

İslam'ı siyaset aracı olmaktan kurtaracağız

"Bağlanarak inandığımız ve mesut bulunduğumuz İslami diyaneti, yüzyıllardan beri olageldiği üzere, bir siyaset aracı konumundan kurtararak yücelmenin zorunlu olduğu gerçeğini gözlemliyoruz.


Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanımızı, karışık ve renkli olan ve her türlü çıkar ve ihtirasların ortaya çıkmasına sahne olan siyasetten ve siyasetin bütün uzuvlarından bir an evvel ve kesinlikle kurtarmak, milletin bu dünyaya ve öbür dünyaya ait mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur.

Ancak bu şekilde İslami diyanetin anlamı belirir. (TBMM'nin ikinci dönem birinci toplanma yılını açarken, 1 Mart 1 924) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. I, 1989; 343-349.)

 
Akın Aydın / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr