Hz. Ammar, Habeş iline hicret edip birçok kabilenin Müslüman olmasına vesile olmuş büyük bir sahabedir. Bütün savaşlarda bulunmuş, Uhud savaşındaki sebat ve gayreti yüzünden Hz. Peygamber, "Cehennem Ammar'a haramdır" buyurmuştur.
Velid oğlu Halid, "Ammar'a buğz eden Allah'a buğz eder" hadisini,
Enes, "Cennet Ali'ye, Ammar'a, Selman'a iştiyak çeker" hadisini rivayet etmiştir.
Hz. Ali, Hz. Ammar'ın bir gün huzura girmek için izin istediğini, Hz. Peygamber'in, "Merhaba ey tertemiz arınmış kişi" diye ona izin verdiğini söyler.
Allah Resulü'nün "Seni asi bir grup öldürecektir" dediği Ammar b. Yasir, Sıffin savaşında şehit edilir. Bu düşünüp, ibret alanlar için büyük bir işarettir. Resûlullah'tan, "Ey Ammar! Seni asi bir topluluk öldürecektir" hadisini birçok sahabi işitmiş ve rivayet etmiştir. Sıffin savaşında birçok kişi Hz. Ammar'ı "Ben öldürdüm" diyor, Muaviye'yle Amr'ın huzurunda çekişiyordu. Nihayet Ebu'l-Gaadiye ile İbn-i Cevn'in öldürdüğü anlaşılınca Amr, "Müjde olsun, ikiniz de cehennemliksiniz" dedi.
Muaviye ise, Hz. Ammar'ın şehadetine, "Fetihlerin fethi" demiş, pek sevinmişti. Budeyl oğlu Abdullah ile Hz. Ammar, Hz. Ali'nin sağ ve sol kollarıydı, "ikisini de kestik" sözü yine Muaviye'nin sözlerindendir.
Hz. Ammar, şehadetinde 90 yahut 93 yaşındaydı. Hz. Ali, namazını kılmış, yıkamadan kanlı elbisesiyle bizzat defnetmiştir.
Şimdi sevgili okurlar bizlere yıllardan beri hazret ve vahiy kâtibi olarak yutturulan Muaviye hakkında Resûlullah'ın söylediklerini nasıl değerlendireceğiz!
Yukarıda anlatılan şekliyle Ammar bin Yasir'i şehit edenlere Resûlullah (s.a.a) "Asi" diyor.
Şimdi başka bir olayı nakledelim: "Bunlar ebediyen hayırda birleşmezler"
Ubâde b. Sâmit, kendisini safına çekmeye çalışan Muaviye'ye dedi ki: "Tebük savaşına gidiyorduk. İkiniz de (Amr ve Muaviye) yan yana konuşarak gidiyordunuz. Hz. Peygamber, bize sizi gösterdi de, 'Bunların ikisini bir arada gördünüz mü aralarını ayırın, çünkü bunlar ebediyen bir hayırlı şey için birleşmezler' buyurdu" Resulullah (s.a.a) efendimiz burada da Muaviye için "Hayırsız" diyor.
Onlarca olumsuz örnekten birini daha nakledelim: Müslim'in Sahîh'inde yer alan Muaviye ile ilgili naklettiği şu anekdot oldukça ilginçtir. İbn Abbas, çocuklarla beraber oynarken Rasûlullah (s.a.a) gelmiş ve "Git bana Muaviye'yi çağır!" demiştir. O derhal gidip gelmiş ve: "O yemek yiyor!" demiştir. Sonra Hz. Peygamber ona tekrar: "Git bana Muaviye'yi çağır!" demiş o hemen gidip gelmiş ve: "O yemek yiyor!" demiştir. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Allah onun karnını doyurmasın!" buyurmuştur. (Müslim, Birr ve Sıla, 96)
Tarihi eserlerinde yazdığı şekliyle Muaviye sofra başında her zamanki gibi aşırı yiyerek, doymayarak, çatlayarak geberip gitmiştir.
Böyle yüzlerce katliamı olan bir asi, nasıl vahiy kâtibi olarak yutturulur. Ki azılı İslam düşmanı babası Ebu Sufyan, Hz. Peygambere kâtiplik için rica bulunduğunda Peygamber efendimiz bunu kabul etmemiştir. Muaviye laneti en büyük din bozguncusu ve Müslüman katilidir. Valilere gönderdiği emannamelerde "Nerede bir Ali taraftarı bulursanız öldürünüz ve diri diri toprağa gömünüz" diye emir salmıştır. 100 yıla yakın bir süre tüm camilerde Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'e küfürler yağdırmıştır. Hadis borsası kurdurtarak, İmam Ali hakkındaki yüzlerce hadisi kendisine, Ebu Bekir, Ömer ve Osman'a yamatmıştır. Ve daha niceleri…
Muaviye melununa hazret diyen iman dairesinde kalabilir mi acaba?