HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 08 EYLÜL 2024, PAZAR

Kerbela hak ile batılın mücadelesidir

17.07.2024 00:00

Kerbela'da, 'Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım' ilahi övgüsüne mazhar olan Hz. Muhammed'in (s.a.a.v) torununu katlettiler. 



Doğumu Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından annesi Hz. Fâtıma'ya müjdelenen, adı bizzat Cenab-ı Hak tarafından konulan İmam Hüseyin'i katlettiler.



"Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz yapmak ister" (Ahzap 33) ilahi hitabının beşinci muhatabını katlettiler.



Hz. Aişe'nin; "O (Ali) Resulullah'ın (sav) yanında insanların en sevimlisiydi.  Ben, Resulullah'ın (sav) O'nu, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i elbisesinin altına aldığını ve sonra "Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir" dediğini gördüm" dediği, Hüseyin'i katlettiler.



"De ki; Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret-karşılık istemiyorum." (Şura 23) ayetinin muhataplarından İmam Hüseyin'i katlettiler.



"Sana gelen ilimden sonra seninle tartışan olursa de ki; Geliniz çocuklarımız ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, canımızı ve canlarınızı çağıralım! Sonra lanetleşelim de, Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim!" (Ali İmran 61) ayetiyle Necranlı Hristiyanlarla, lanetleşmek için Medine şehrinin kapısından çıkan o beş kişinin en küçük üyesi İmam Hüseyin'i katlettiler.



Peygamber'in (s.a.v) "eti, etimden kanı, kanımdandır" dediği Hz. Hüseyin'i katlettiler.



Hz. Peygamberin, 'defalarca öptüğü' İmam Hüseyin'in o boğazını kestiler, o tertemiz bedeni parçaladılar.



Hem de niçin biliyor musunuz? 'Allah rızası için'. 



İnsanoğlunu, 'inanç' ile aldatan ilk mahluk şeytandır. Hem de cennette aldattı. İşte şeytanın yolunda olanlar da, hangi inançta olursa olsun tarih boyunca dünyalık çıkarlar için bu şeytani taktiği kullandılar. 



Hükmettikleri veya hükmetmek istedikleri coğrafyaları ya da ele geçirmek istedikleri makam ve mevkileri, insanların inançlarını, araç ederek kullandılar. 



Bildiğiniz gibi Yüce Allah (c.c) Peygamberleri vasıtasıyla, gönderdiği kitaplarla, Kendini tanıtmış, şeytana karşı uyarmıştı.



Hz. Muhammed (s.a.a.v) ile (ki, Hz. Muhammed bir kavme değil bütün insanlığa gönderilmiştir) nübüvvet (peygamberlik) kapısı kapanmış ve velayet kapısı açılmıştır. 



O kapının ilanı Gadir Hum'da gerçekleştirilmiş ve bütün iman ehli kabul etmişti. Ama dünyevi ihtiraslarına kapılanlar, bu sözlerini çabuk unuttular. 



Peygamberimizden sonra o makama kimlerin geçeceğini, Yüce Allah (c.c) tarafından bildirildiğini, bildikleri ve de kabul ettikleri halde Sakife'de seçime gittiler. Seçilen ölünce onun atadığını kabul ettiler.



Atanan şahıs ölümüne yakın sözde bir şura ile yerine geçen kişiyi seçtirdi. Şuradan çıkan kişi ise entrikaların kurbanı oldu. 



Nihayet Müslümanlar, Gadir Hum'da verdikleri sözü hatırlayıp İmam Ali'nin kapısına koştular. Ama dünyalık ihtiras sahipleri yine ortaya çıktı. 



Savaş meydanlarından yenemedikleri Ali'yi, secdede şehit ettiler.



İmam Hasan'ı (a.s) Müslümanların kanını, canını öne atıp, satın ladıkları kişiler vasıtasıyla İmam Hasan'ı yalnızlaştırıp, anlaşmaya zorlayarak makamından indirdiler ve de şehit ettiler.



Akabinde sözlerini yine tutmadılar. Halifeliği, saltanata çevirdiler. İslam'ı, kendi arzu ve isteklerine ve de saltanatlarının devamı için dizayn etmeye kalktılar. 



Bu dizayn sürecini meşrulaştırmak için ilk olarak Peygamber torunundan biat (kabullenme) istediler. 



Böylece Yezit, halifeliğine yapılacak itirazları İmam Hüseyin Efendimizi kullanarak ortadan kaldırmayı planlıyorlardı.



Eğer İmam Hüseyin (a.s) biat etmezse öldürülmesini emrettiler. Böylece diğer insanlara güçlerini gösterme amacındaydılar. 



Tabi ki Allah (c.c) katında resmi olarak halife olan İmam Hüseyin (c.c) bu bozulmaya, yozlaşmaya karşı duracak, isminin, soyunun, kutsiyetinin kullanılmasına müsaade etmeyecekti.



Dinsiz dindarlar



İmam Ali Efendimiz, 'Benim, belimi dinsiz dindarlar kırdı' derken ileri de Emevilerin yönetimi ele geçireceklerini ifade ederek bu dönem için, "İnsanlar, elbiseyi ters giyer gibi İslam'ı ters giyeceklerdir" buyurup ortaya çıkacak olan manevi çöküşü haber vermişti.



İmam Hüseyin (a.s.) Efendimiz ise gelinen noktayı şu sözlerle dile getirmişti; "Eğer İslam ümmeti Yezid gibi bir önderin eline düşerse, İslam'a veda etmek gerekir."  



İmam Hüseyin (a.s.), ceddi Resulüllah (s.a.v.)'in dönemindeki İslam'ı tekrar diriltmek için şehit olmuştur. İslami değerlerin tekrar Kur'an çizgisine dönmesi için İslam dininin yeniden yücelmesi için şehit olmuştur.



Kerbela'nın öğretileri



Her yıl olduğu gibi bu yılda Prof. Dr. Haydar Baş'ın, İmam Hüseyin adlı eserinden derlediğim başlıklarla 'Kerbela'yı nasıl anlamalıyız' sorusuna cevaplar  aktarmaya çalışacağım. Anlayıp, yaşayıp, anlatmak dileklerimle… 



1- İmam Hüseyin (a.s), ceddi Resulullah'ın (s.a.v.) dönemindeki İslam'ı tekrar diriltmek için şehit olmuştur. İslam değerlerinin tekrar Kur'an çizgisine dönmesi için İslam dininin yeniden yücelmesi için şehit olmuştur.



2- O, hayatını feda ederek insanların dikkatini çekmesi, Kerbela Olayı'nı tarihte yapılmış kıyamların en önemlisi hâline getirmiştir.  



3- Bu kıyam ümmete, "en derin fitnenin içinde dahi olsanız, canınızı da ortaya koysanız, tek başınıza da kalsanız, İslam uğruna mücadele edin" yiğitliğini öğretmiştir. 



4- Cenab-ı Hak, O'na öyle büyük bir şahadet nasip etmiştir ki, O'nun (a.s.) şahadeti, İslam'ı rayından çıkaran koskoca bir hanedanlığı bitirecek ve ümmetin itikadının düzelmesine vesile olacaktır.



5- Bu öyle bir şahadettir ki, O'nun (a.s.) ölümü adeta İslam dininin yeniden dirilişidir.



6- O'nun şahadeti ile halk, Emevi hanedanlığının ve adına İslam, dedikleri düzenin yanlış olduğuna kabul etmiştir.



7- O'nun şahadetin ardından ümmet, Yezid'in nasıl bir insan olduğunu ve halifelik makamında ne işi olduğunu, sorgulamaya başlamıştır. 



8- O günden bugüne, "Kerbela" her daim hafızalarda kalan ve diri tutulan bir mesele olduğuna göre bu, İmam Hüseyin'in (a.s.) vazifesini en iyi şekilde yerine getirdiğinin de göstergesidir.



9- İmam Hüseyin'in (a.s.) kıyamı zaman açısından Kufe halkının mektuplar göndererek kendisini, Kufe'ye, İmam olması için davet etmesinden önce gerçekleşmiştir. Yani kıyamın mektuplarla, davetle ilgisi yoktur.



10- Kufe halkı, Yezid'in halifeliğine karşı İmam Hüseyin'den (a.s.) yardım istemiştir. Ama İmam'ın kıyamı, Kufe halkı için değildir.



11- Kerbela şahadeti ile noktalanan kıyam, hak ile batılın mücadelesidir.



12- Bu kıyam, Yezid gibi bir kişinin, İslam'ı temsil etmemesi gerektiğinin haykırışıdır.



13- Bu kıyam, Sakife'den başlayan bozulmanın sona ermesi için canını ortaya koyan bir İslam önderinin iman tavrıdır.



14- Bu kıyam, "Allah, beni öldürülmüş görmek istiyor" ölçüsünde kendini bulan, Allah rızası için ölümü göze almanın adıdır.



15- Bu kıyam, topyekun Müslümanların batıla karşı hakkın, adaletsizliğe karşı adaletin, zulme karşı haklının yanında olma zorunluluğunun haykırışıdır. 



Selam olsun İmam Hüseyin Efendimize ve o kutlu ashabına… Rabbim, bizleri, O'nların şefaatine nail eylesin ve de O'nlara layık olmayı nasip eylesin.  (amin)



Bir kez daha bu hakikatleri bizlere öğreten Prof. Dr. Haydar Baş Hocamı da her daim rahmet ve özlemle anıyoruz.  


Akın Aydın / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr