HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 ARALIK 2024, ÇARŞAMBA

Ermenilere yapmadığımız soykırımı bırakın da...

24.04.2024 00:00
İnanılır gibi değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ve bir başbakan yardımcısı, tarihimizle dalga geçercesine hem de egemenliğin millete geçtiği güne denk gelen bir zamanlamayla Batı'nın siyasi dayatmalara malzeme için yıllardır yalanla üstünde durduğu 'soykırım'ı kabul etmek üzereler.

Bu yalanı kabul, Türk Milletine hakaret olur. Bu yalanı kabul, çoğunluğu o tarihte yaşları 13-17 arasında değişen gençlerden oluşan şanlı Türk ordusuna itham olur.

Bu yalanı kabul Türk tarihine kara lekeyi elinle sürmek demektir!  Bizler biliyoruz ki, Ermenilere soykırım yapmadık.
Bu yalan 4T olarak belirlenen "tanıma, tanıtma, tazminat ve toprak" talepleri için uydurulmuştur ve seslendirilmektedir.

Yalanı çürütmek için çok uzaklarda delil aramaya gerek yok. Yakın geçmişte "Tarihi, tarihçilere bırakalım" diyenlerin selefleri şimdi iyi dinlesinler: Ermenistan'ın ilk Başbakanı Kaçaznuni 1923'te Ermeni ihtilalcı Taşnaksutyun Partisi Kongresi'ne sunduğu raporda şunları itiraf etmemiş midir;

'1914'te Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'nda henüz taraf olmadığı günlerde Güney Kafkasya'da gönüllü Ermeni birlikleri oluşturmaya başladı. Bu birlikler EDD partisinin karar ve iradesine karşı gelerek Türklere karşı saldırıya başladı. Bu hareket çeyrek yüzyıl boyunca psikolojik olarak hazırlanan Ermenilerin kendilerine bir biçim bulmasının kaçınılmaz sonucuydu." (Kaçaznuni, Ermeni Belgeleri ile Ermeni Soykırımı Yalanı)  "

31 Ekim 1914'te Ruslar, Doğu Beyazıt ve Erzurum'u işgale başladıklarında, Ermeniler Türklerin bu şaşkınlığından istifade ederek Türk köylerine saldırmaya başladı.

Süleymanlı ve Zeytun kasabalarını ele geçirdi. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden Müslümanları katlettiler. Bu vahşetler o boyutta idi ki, Rus ordusuna karşı durmaya giden Türk askerinin geçeceği yerlere pusu kurup Türk askerine öldürdüler." (Süleyman Kocabaş, Ermeni Meselesi, Sayfa 123)

Kurtuluş Savaşında isyan çıkaran Türkleri bırakın vurmayı, zevk için evlere doldurup yakan Ermenileri ne çabuk unuttunuz?

Hınçak Komitesi 1915 olaylarından daha önce isyan etmiştir. 14 Nisan 1909'daki Adana İsyanında Ermeni komitacılar binlerce Müslümanın ırzına geçmiş ve canını almıştır. Asıl Ermeniler katliam yapmıştır.

Rus Yarbay Twerdo Khlebof hatıratında bakın ne diyor:

"Erzincan'dan Erzurum'a çekilirken Ermeni eşkıya sürüleri (Rus subay Ermenilere çok kızgın olduğu için eşkıya sürüsü diyor) yolları üzerinde bulunan Türk ve Kürt İslam köylerini ahalisi ile birlikte mahvetmişlerdir. Ilıca kasabasında kaçamayan Türklerin hepsinin çocuklar dahil kör baltalarla enselerinden kesilerek öldürülmüş cesetlerini gördüm." (Selahaddin Aydemir, Dünyanın En Büyük Yalanı Soykırım)

Ilıca katliamından 3 hafta sonra 11 Mart 1918'de oradan dönen Yarbay Griyaft gördüklerini şöyle anlatıyor:

"Köylere giden yollarda uzuvları tahrip edilmiş birçok cenazeye rastladım. Her geçen Ermeni bu cesetlere söver ve tükürürdü. 319 metrekarelik cami avlusunda iki arşın yüksekliğinde cenaze yığılmıştı. Bunların arasında her yaşta kadın, erkek, çocuk ve yaşlılar vardı. Kadın cenazelerinde ırza geçme izleri pek belli idi?"

Daha yakın bir tarihte 2010 senesinde Kars'ta yapılan kazılarda çıkanlar hakkında ne dersiniz?

"Arpaçay ilçesine bağlı Küçükçatma Köyü'nde Müze Müdürlüğü ile Kafkas Üniversitesi başkanlığında yapılan kazıda 30'a yakın şehit iskeleti çıkarılmıştır. Arama yapılan 90 metrekarelik alanda bu güne kadar 183 Türk'ün cesedi bulunmuştur.

Elbise, postal, kemer, düğme ve kemiklerden anlaşılan bir samanlıkta yakıldıktan sonra buraya atılmış olabilirler. Bazılarının kafatasındaki yarıklar da baltayla parçalandıkları izlenimini vermektedir."(Selahaddin Aydemir, Dünyanın En Büyük Yalanı Soykırım, Sayfa 223)

Siz hükümet yetkilileri, kimin adına ve kimin izniyle Ermenilere soykırım yaptığımızı kabule uğraşıyorsunuz?

Çanakkale Zaferi'nin 100. yıldönümünü savaştıklarımızla anmaya uğraşacağınıza, Kurtuluş Savaşı sürecinde silahsız, yalın ayak ve aç bir halde bu vatan için savaşırken can verenlerin hesabını sorun!

Neden Hıristiyan Batı'nın çıkarları sizleri şehitlerimizden daha fazla ilgilendiriyor?  

Yoksa Güneydoğu'nun bizden ayrılması konusunda anlaşmayı tamamladınız da, sıra Ermenilere yer ayırmaya mı geldi?

Sözde soykırımın yıldönümü

Prof. Dr. Haydar Baş'ın Yeni Mesaj Gazetesindeki 26.04.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti 23 Nisan'ı milli iradenin yıldönümü olarak kutlarken, 24 Nisan dünya devletlerinin bir kısmı için sözde Ermeni soykırımını anma günü olarak kabul görmektedir.

Kurtuluş Savaşı tamamlanmadan milli iradenin hayata geçtiği gün ile "uydurulan bir soykırımın" anma gününün peş peşe olması dikkat çekicidir.

Bu sözde "soykırım" dönem dönem Türkiye'yi köşeye sıkıştırmanın yolu olarak kullanılmaktadır.

Bugün 20'ye yakın ülke soykırım yalanını meclisinden geçirerek kanunlaştırmıştır.

Erivan'da yapılan törenler hayali bir soykırımı diri tutma çabasıdır.

ABD Başkanı Obama bu sene de, sözde soykırımı anma mesajı yayınlamıştır.

Kendi dilinde değil, Ermenice "soykırım" ifadesine yer verdiği mesajda Türkiye'den soykırımı tanımasını istemiştir.

Bilindiği gibi Birleşik Devletler Türkiye'nin stratejik ortağıdır. Nasıl bir ortak ki, kendi ile ilgili her konuda bizi her türlü riske atabilmekte ve fakat haklı olduğumuz tek bir mesele de dahi yanımızda yer almamaktadır?

Sözde Ermeni soykırımı konusu ve Kıbrıs meselesi, Türkiye'nin uluslararası arenada haklı olduğu ancak yalnız kaldığı iki önemli davasıdır.

Her ikisinde de ABD bırakın bize sahip çıkmayı, karşı beyanlarda bulunmaktadır.

Oysa Türkiye ABD için nelerini riske atmadı ki?

Basına yansıyan son gelişmelerde Irak, Türkiye'yi Şii-Sünni meselesini kullanarak ülkesine karışmakla itham etti.

Türkiye bugün komşuları ile hukukunu bitirmiştir.

Türkiye bugün, İslam'da olmayan suni Şii-Sünni çatışmasını körükleyen faaliyetlere destek vermektedir.

Bu mesele, ucu ülkemizdeki vatandaşlarımıza da dokunacak bir hassasiyettedir.

Türkiye bugün, sessiz kalmaya devam ederse yakın bir gelecekte "soykırımı" kabul etmiş sayılabilir.

Bu, Ermenilerin 4T formülü olarak ifade edilen "tanıma, tanıtma, tazminat ve toprak" maddelerinin tanıma ve tanıtma aşamalarının gerçekleşmesi demektir ki, sıra Türkiye'nin tazminat vermesi ve Ermenilerin toprak taleplerinin karşılanmasına gelecektir.

Ancak "stratejik ortak!", Türkiye'yi haklı davasında dahi korumamaktadır.

Zira uluslararası dengelerde Türkiye sadece, karşı tarafın menfaatleri için önemli bir ülke mesabesindedir.

Amaca ulaşılınca 22. ülke olarak zaten listede yer alan Türkiye de diğerleri ile aynı muameleyi görecektir.

Yaşanan gelişmeler bunun ispatıdır.

Soykırımı kim yapıyor?

Prof. Dr. Haydar Baş'ın Yeni Mesaj Gazetesindeki 17.01.2013 tarihli yayımlanan yazısıdır

Büyük Ortadoğu Projesi'nden veya iki yıldır devam eden Arap Baharı'ndan bahsederken, demokrasi gerekçesinin ardındaki gerçeklere dikkat çekiyoruz.

Her iki proje de İslam coğrafyasına yöneliktir ve işgal hareketidir.

Tunus, Mısır ve Libya Müslüman ülkelerdi, zengin yeraltı kaynaklarına sahipti ve işgal edildiler.

Batı şimdi de Afrika kıtasındaki Müslümanlara yöneldi.

Kaynaklarını tüketen Avrupa ve ABD için el değmemiş yeraltı zenginlikleri ile Afrika yeni hedeftir.

Hatırlanacaktır, geçtiğimiz ay Sayın Başbakan da buraya bir dizi ziyarette bulunmuş ve ticaret hacmimizi arttırmaktan bahsetmişti.

Ancak dünyanın en zengin altın rezervlerine sahip kıtası, sömürülmek için saklanıyor olsa gerek.

Zira Erdoğan'ın gezisinin sona ermesinin hemen ardından Fransa, 2012 senesinde BM'de alınan bir karara dayanarak Afrika kıtasındaki Mali'ye müdahale etti.

Suriye'de ciddi bir işgal ve direniş söz konusu iken bu ülkeye, Rusya ve Çin'in itirazı nedeniyle müdahale etmeyen BM, el değmemiş ve korumasız Afrika'ya hemen yönelebiliyor.

Fransa, askeri imkânları ile eski sömürgesi olan ülkedeki darbecileri desteklemek için kadın ve çocuk Müslüman halkı katletmeye başladı.

Kimsenin sesinin çıkmadığı hatta İngiltere'nin destek vereceğini duyurduğu bu işgale, en azından Türkiye'nin itiraz etmesi gerekir.

Zira 1915'te vuku bulduğu yalanı ile batı ile olan ilişkilerimizde devamlı surette ısıtılan Ermeni soykırımı meselesini Fransa öne sürmektedir.

Dünya nezdinde Türkleri soykırımcı olarak ilan eden Fransa, 21. yüzyılda herkesin gözü önünde Libya'dan sonra Mali'de Müslüman kıyımı başlatmıştır.

1915 olaylarından yola çıkarak bahsi geçen soykırımdan kastedilen de aslında Anadolu'daki farklı kimliklerin Müslüman oluşu değil midir?

Fransa bugün Afrika'da soykırımla Müslüman halkı yok etmektedir.

Ancak işlemediği bir suç üstüne kalan Türkiye'den bu suçun gerçek failine bir itiraz henüz yükselmiş değildir.

Tam tersine AKP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Çelik, Mali'ye müdahale için çıkan karar Suriye'ye neden çıkmadı? diye sormaktadır.

Top ve tüfeklerin mücadelesi aslında inançların mücadelesidir.

Bugün yalnız İslam coğrafyasıyla uğraşılması ve Müslümanların katledilmesi bunu ifade etmektedir.

24 Aralık 1999 akşamı konuşan Papa 2. Jean Paul, birinci bin yılda Avrupa'nın ikinci bin yılda Amerika ve Afrika'nın Hıristiyanlaştırıldığını, üçüncü bin yılda da Asya'nın Hıristiyanlaştırılması gereğini vurgulamıştı.

Öyleyse bugün BOP ve Arap Baharı kapsamında Asya'da yaşananlar büyük bir Hıristiyanlaştırma hareketinin de bir parçasıdır.

Bunlara destek de Asya'nın ve Afrika'nın Hıristiyanlaştırılmasına destek manasına gelir ki, Allah böyle bir akıbetten milletimizi korusun.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•Atatürk vatandır 28 00:00:00.10.2024
•Atatürk vatandır 28 00:00:00.10.2024
• Madenleri millete vereceğiz 24 00:00:00.10.2024
•İstikrar için birlik zamanı 21 00:00:00.10.2024
•MEM ve Türkiye ekonomisi 06 00:00:00.09.2024
•İmam Hüseyin ve Kerbela vahşeti 17 00:00:00.07.2024
•Ermenilere yapmadığımız soykırımı bırakın da... 24 00:00:00.04.2024
•Emaneti ehline vermek 04 00:00:00.04.2024
•Allah'ı bilme aklın işi değildir 17 00:00:00.01.2024
•Atatürk vatandır 11 00:00:00.10.2023
•Kriz milli çözümlerle aşılır 07 00:00:00.10.2023
•Maksat aynı metotlar değişik 05 00:00:00.10.2023
•Yeni eğitim yılı hayırlı olsun 11 00:00:00.09.2023
•Şark Meselesi sürüyor 11 00:00:00.08.2023
•Globalizmin karşısında Milli Devlet 05 00:00:00.05.2023
•İslam tarihini değiştiren büyük yalan 25 00:00:00.04.2023
•İman Allah’a teslimiyettir 10 00:00:00.04.2023
•Orucun kazandırdıkları 25 00:00:00.03.2023
•Hadislerle övülen Türkler ve diğerleri 15 00:00:00.12.2022
•Zafer Bayramımız kutlu olsun 30 00:00:00.08.2022
•Gadir-i Hum Bayramı'nda Tarsus'taydık 18 00:00:00.07.2022
•Tertemiz olma zamanı: Ramazan 02 00:00:00.04.2022
•Milli para alnımızın teridir 01 00:00:00.03.2022
•Adalete farklı bir bakış 05 00:00:00.02.2022
•10 Kasım, gerçek Atatürkü anlamak 10 00:00:00.11.2021
•Atatürk'e sahip çıkmak 08 00:00:00.08.2021
•Bayramınız mübarek olsun 12 00:00:00.05.2021
•Namaz, Allah ile sohbettir 04 00:00:00.05.2021
•Orucun kazandırdıkları 22 00:00:00.04.2021
•Üç ayları değerlendirelim 05 00:00:00.03.2021
•En güzel örnek Hz. Muhammed (s.a.v) 05 00:00:00.03.2021
•Namaz mü’minin miracıdır 05 00:00:00.03.2021
•Herşey Allahı arıyor 02 00:00:00.03.2021
•Besmele ile Başlamak 01 00:00:00.03.2021
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr