AKP hükümetinin yetkilileri yıl içerisinde bazı aylarda bütçe fazlası verdik diye övünüyorlardı. Ama acı gerçek aralık ayında ve yıl sonu rakamlarında ortaya çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanlığının resmi verileri, bütçe açığında aralık ayında ve 2023 yılının tamamında tüm zamanların rekorunun kırıldığını gösterdi.Aralık ayının bütçe açığı 842 milyar 532 milyon lira, 2023 yılının bütçe açığı ise 1 trilyon 374 milyar 968 milyon lira olarak gerçekleşti.
Aralık 2022'de bütçe açığı 122,2 milyar lira, 2022 yılının bütçe açığı ise 142,7 milyar TL olmuştu.Aralık 2023'te, Aralık 2022'ye göre artış yaklaşık 7 kat, 2023'te 2022'ye göre artış ise 9,6 kat… Devasa bir artış…
Bakanlık detayları da şöyle paylaştı:Aralık ayında; bütçe gelirleri, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 117,4 artarak 549 milyar 945 milyon liraya yükseldi. Bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 271,2 artışla 1 trilyon 392 milyar 477 milyon liraya çıktı.
2023 yılında; bütçe gelirleri 2022 yılına göre yüzde 86,1 artarak 5 trilyon 210 milyar 488 milyon lira, giderleri de yüzde 123,8 yükselerek 6 trilyon 585 milyar 456 milyon lira olarak gerçekleşti.Aralık ayında faiz giderleri bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 132 yükselerek 42 milyar 332 milyon lirayı buldu.
2023'ün tamamında ise faiz giderleri 2022'ye göre yüzde 117 yükselerek 674 milyar 615 milyon liraya çıktı. Faiz giderleri katlanarak artıyor.2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 5,4 ile 21 yılın zirvesini gördü. 2022'de bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1 olarak kaydedilmişti.
Hükümet bütçe açığının temel sebebinin deprem harcamaları olduğunu belirtiyor. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, depreme yönelik ihtiyaçlar için yıl sonu harcama tutarının 950 milyar lira seviyesine ulaştığını aktardı.Depremzedelerin birçoğunun hala çadırlarda ve konteynerlerde yaşadığını dikkate alırsak, bu kadar büyük harcamanın nereye yapıldığı da merak konusu…
Her ne kadar deprem harcamaları gerekçe olarak gösterilse de, bu yeterli bir neden değil. Neticede hükümetin uyguladığı yanlış finansal politikalar ve de genel anlamda yanlış ekonomi politikaları bu kötü sonucun doğmasına neden olmaktadır.Devletin devlet olmasından kaynaklanan gelir kalemlerini devreye koymayıp, borçlanma yoluna gitmesi bu tablonun temel sebebidir. Kur Korumalı Mevduat Sistemine, faiz ödemelerine, başka finansal giderlere milyarlarca lira aktarılmaktadır. Ayrıca Yap-İşlet-Devret modeli girişimlerine her yıl milyarlarca lira aktarılmaktadır.
Yolsuzluklar giderilmeden, bağımsız bir denetim ortaya koymadan, bütçe gelirlerinin nerelere aktarıldığını tam olarak görebilmek de mümkün değildir.Bu sebeple yönetim harcamalarında "tam şeffaflık" olmazsa olmazdır.
Bütçenin yönetiminde en başta olması gereken husus, millet adına samimiyettir.Bu samimiyet olmadığı müddetçe, bütçeye ne kadar gelir gelirse gelsin, bu, millete asla yar olmayacaktır.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın "havuz" örneğiyle anlattığı gibi, havuzun delikleri büyük ve çok olunca, havuzu ne kadar doldurursanız doldurun hep boş kalacaktır.Hazine'nin bütçe gelirlerine baktığınızda esasen çok fazla seçeneğin olmadığını görürsünüz: Vergiler, cezalar ve zamlar…
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar önce hükümet özelleştirme furyasını başlattığında uyarmıştı, "Altın yumurtlayan tavukları kesiyorsunuz, geriye gelir olarak sadece vergiler, cezalar ve zamlar kalacak" diye…Aynen dediği gibi oldu; bugün bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 90'ı vergilerden oluşuyor.
Şimdi hükümet yıllık 1 trilyon 375 milyar liralık bir açıktan bahsediyor.Bunun anlamı şu: Bu devasa açığın kapanması için pamuk eller cebe!
Yani daha fazla vergi, daha fazla ceza ve zam üstüne zam…Hükümetin gelir üretememesinin ve de yanlış yaptığı harcamaların faturasını yine millet ödeyecek.
Hükümet, her yanlışında topu farklı yerlere atmaya çalışıyor.Gerçek işsizlik artıyor, atıl işgücü halısının altına süpürülüyor.
Devasa bütçe açıkları veriliyor, tek suçlu deprem!Şehit sayımız artıyor, tek suçlu muhalefet!
Ve daha niceleri…Millet olarak artık ayıkmalıyız. Yaşadığımız kötü gidişat, sadece ve sadece hükümetin yanlış politikalarının sonucudur.
Bu sorunların halının altına süpürülmesine gerek yok, çözümüne ihtiyacımız var. Ve Bağımsız Türkiye Partisi, Milli Ekonomi Modeli ile bu sorunların çözümü için gerçek ve bilimsel projeler sunuyor. Fırsat verelim ve görelim.