HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 21 KASIM 2024, PERŞEMBE

Para politikamız, borcu ve tavizi kaçınılmaz kılıyor

07.10.2023 00:00
Bugün dünyada birçok devlet kendisini "bağımsız" olarak tanımlar ama "Biz bağımsızız" demekle bağımsız olunamayacağı bir gerçektir.

Bağımsızlığın birçok kriteri olabilir; iktisadi bağımsızlık, siyasi bağımsızlık, hukuki bağımsızlık, kültürel bağımsızlık vs. Ama işin merkezinde ne var diye sorarsanız, bence finansal bağımsızlık var. Paranız gerçek manada milli ve özgür değilse, hiçbir konuda milli ve özgür olmanız mümkün değildir.

Prof. Dr. Haydar Baş, dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin 99'uncu sayfasında şu önemli tespitleri yapıyor: "Ülkeler kendi paralarını basmak için kasalarında tuttukları 'hard currency'ye (rezerv para) faiz ödemek zorundadırlar. Ekonomiler büyüdükçe piyasa paraya ihtiyaç duymakta, piyasaların ihtiyacı karşılığında arttırılan emisyon için faizle borç alınmakta ve büyüdükçe borçlanan ekonomiler borç sarmalı içerisinde kalmaktadırlar. Bu yönüyle milli olmayan paralar ülkeleri borç batağına sokup batmasına sebep olmaktadır."

Atalarımız, "Borç alan emir alır" derler. Devletler bağımsızlık hakkı olan kendi senyoraj gelirlerini kullanmadıkları takdirde, Sayın Baş'ın ifade ettiği gibi borç sarmalının içine girmeleri kaçınılmazdır. Bu sarmala giren ülkeler, borç almaya devam ettikçe, borç aldıkları ülkelere bir süre sonra taviz vermek zorunda kalırlar.

İşte Osmanlı Devleti'nin yıkılmasının temel nedenlerinden birisi budur. Zaten Anadolu coğrafyasının işgali de, işgalciler için alacak tahsilatı niteliğindeydi.

Ülkemizin bugünkü siyasileri de, aynen Osmanlı yönetiminin düştüğü hatalara düşerek borçlanma politikalarına devam etmektedir; Osmanlının yaşadıklarından asla ders almamaktadır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurduğu zaman, Osmanlının başına gelenleri çok iyi bildiği için ekonomik ve özellikle de finansal bağımsızlığa çok önem vermiştir. Atatürk'ün Türkiye'sine baktığımızda, bir kuruş borç alınmadan büyük ekonomik hamlelerin yapıldığı ve Osmanlıdan kalan borçların ödendiği bir dönem olduğu görülecektir.

Atatürk, "Bağımsızlık benim karakterimdir" demiştir ama bunu en başta iktisadi bağımsızlık temelinde gerçekleştirmiştir.

Peki, ülkemizde bugün finansal politikalar nasıl yürütülmektedir?

Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği gibi, ülkemizde para, dışarıdan alınan borç para karşılığı basılmaktadır. Bu manada, üzerinde TL yazsa bile asla milli para değildir.

Prof. Dr. Baş, bunu, "doların tercümesi para", "adı bizim tadı başkasının" ifadeleriyle çok güzel özetlemektedir.

Bu sebeple mevcut sistemde Merkez Bankası'nın rezervleri çok önemlidir. Rezerv açığı olunca para basamadıkları için sistem tıkanmaktadır.

Para, dolar karşılığı basıldığında, o zaman Türkiye'nin senyoraj gelirini doları basan ve bize faizle satan irade elde ediyor demektir.

Paranın elde edilmesinin dışında, piyasaya sürülüşünde de ciddi yanlışlar yapılmaktadır. Esasen bu yanlışlar, parayı bize satan iradelerin taleplerinin bir neticesidir. Rakamsal bazı örnekler verelim.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, 29 Eylül itibarıyla bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi 10 trilyon 687 milyar liraya yükseldi. Bir haftalık artış 102 milyar lira olarak gerçekleşti.

Bankacılık sektörünün bu kredi hacmi, sektörün toplam mevduat miktarıyla alakalı. 29 Eylül itibarıyla toplam mevduat 13 trilyon 309 milyar olarak açıklandı.

Ekonominin çarklarının çalışması için, üretilen mal ve emeğin, vatandaşlar tarafından talep edilebilmesi lazım. 2022 yılında gayri safi yurt içi hasılamız (GSYH) 15 trilyon lira civarında. Ama bunun karşılığında piyasada dolanan para bu rakamın yüzde 3-4'ü kadar. Mal ve emeğin oluşması için de, tüketilmesi için de aradaki finansal açığı bankalar kaydi paralarla, kredilerle tamamlıyorlar.

15 trilyon lira milli gelir, bunun karşılığı 10 trilyon liralık kredi hacmi.

Ve bu kredi, şirketlere ya da vatandaşlara ciddi faiz oranlarıyla veriliyor. Yani Türkiye'de her işlem ekstra bir faiz yüküyle yerine getiriliyor.

Para üretilirken, devlet yabancı sermaye gruplarına faizle borçlanıyor, para piyasaya sürülürken de üretici ve tüketici faizle borçlandırılıyor.

Sonuç; devlet borçlu, şirketler borçlu, vatandaşlar borçlu. Bu ödenemeyen borçlar karşılığı devlet, taviz üstüne taviz vermek zorunda kalıyor; şirketler ve vatandaşlar ise yine ödenemeyen borçlar karşılığı icralık, hacizlik oluyor.

Bu sonu belli olan girdaptan kurtulmanın tek anahtarı Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve bu eşsiz modelde ifade edilen milli para formülüdür.

Milli para, emek ve üretim karşılığı, diğer bir ifadeyle milli gelir karşılığı basılan para demektir. Yani devlet finansa borçla değil, sıfır maliyetli senyorajla ulaşmaktadır.

Model, bu şekilde devleti güçlü hale getirerek basılan paranın, şirketlere sıfır faizli kredi olarak, vatandaşlara da sosyal devlet projeleri kapsamında verilmesi gerektiğini vurgular. Bu çözümleri ortaya koyacak tek parti Bağımsız Türkiye Partisi'ni ve tek lider BTP lideri Hüseyin Baş'ı millet olarak baş tacı etmeliyiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
•OVP millete nasıl yansıyacak? 06 00:00:00.09.2024
•Emekliler Yılı ilan ettiler Emekliyi aç bıraktılar 17 00:00:00.07.2024
•Bütçe açığında tarihi rekor! 17 00:00:00.01.2024
•Dinlerarası diyalog fitnesinin yıkıcı sonuçları 17 00:00:00.10.2023
•Para politikamız, borcu ve tavizi kaçınılmaz kılıyor 07 00:00:00.10.2023
• Üretemeyen üretici tüketemeyen tüketici 11 00:00:00.08.2023
•23 Nisan’da çifte bayram yaşadık 25 00:00:00.04.2023
•Barzani sattı, İsrail aldı, tazminat Türkiye'ye kesildi 31 00:00:00.03.2023
•Ekonomik enkazı seçim paklayamıyor 25 00:00:00.03.2023
•Çalışanları ‘fakir fukara’ kim yaptı? 15 00:00:00.12.2022
•30 Ağustos, Atatürk’ün eseridir 30 00:00:00.08.2022
•Şehitlerin efendisi: İmam Hüseyin (a.s) 06 00:00:00.08.2022
•Maide 67 ve 3. ayetler İmam Ali'nin hilafeti hakkındadır 18 00:00:00.07.2022
•Barış için Milli Ekonomi Modeli 01 00:00:00.03.2022
•Atatürk hazımsızlığı devam ediyor 05 00:00:00.02.2022
•Ayasofya ibadete değil, siyasete açılmış 10 00:00:00.11.2021
•Faiz,Dolar ve enflasyon düşürülemez! 08 00:00:00.08.2021
•Çiftçilerimizin borcu 72 kat arttı 22 00:00:00.04.2021
•Para basmayın ki size para satalım 19 00:00:00.02.2021
•Çiftçilerin borçları, Hükümetten tahsil edilmeli 18 00:00:00.02.2021
•Sabrın zirvesi Ehl-i Beyt’tedir 16 00:00:00.02.2021
•Ali Kuran iledir, Kuran da Ali iledir 09 00:00:00.02.2021
•Borç batağındaki topluma kredi pompalanıyor 03 00:00:00.02.2021
•‘Fatıma’yı (a.s.) inciten Allah’ı incitmiş olur’ 01 00:00:00.12.2020
•Maide 67 ve 3. ayetler Gadir-i Hum hakkındadır 07 00:00:00.08.2020
• Çiftçilerimiz sahipsiz 28 00:00:00.05.2020
•Prof. Dr.Baş'ın Ehl-i Beyt duruşu birliği temin etmiştir 30 00:00:00.04.2020
•Bu yıl Ramazan hüzünle geldi 25 00:00:00.04.2020
•Hani “para basınca enflasyon olur”du? 31 00:00:00.03.2020
•Vatandaşlık Maaşı Prof. Dr. Baş’ın projesidir 29 00:00:00.03.2020
•Aile dağılırsa millet yok olur 14 00:00:00.03.2020
•Hedefler aynıysa İdlib’de gerilim niye? 12 00:00:00.02.2020
•Dolar gücünü kaybeden ABD Swift’i de kaybediyor 09 00:00:00.07.2019
•Yeni reform paketiyle Kapitalizme devam 12 00:00:00.04.2019
•ABD ve Rusya arasında kaldık 10 00:00:00.04.2019
•Başa gelsin, Türkiye 6 ayda cennet olur 27 00:00:00.02.2019
•Cennetin anahtarı Resulullah’a imandır 28 00:00:00.01.2019
•Komploya tepki çığ gibi 15 00:00:00.01.2019
•Asgari ücret, işçiye yetersiz, işverene yük 26 00:00:00.12.2018
•Büyüme rakamı “resesyon” diyor 12 00:00:00.12.2018
•Bu işin ruhu tüketimdir 04 00:00:00.12.2018
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr