Hedefler aynıysa İdlib’de gerilim niye?

12.02.2020 00:00

9 Şubat'ta bir gazeteye açıklama yapan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin Suriye'deki varlığıyla ilgili şunları söylüyor:

"Muhataplarımıza açık açık söylüyoruz. Bizim burada bulunma nedenimiz belli:

1) Sınırlarımızın, halkımızın ve Suriyeli kardeşlerimizin güvenliği,
2) Suriye'nin toprak bütünlüğü,
3) Bölgenin teröristlerden arındırılması,
4) Yeni anayasanın ve seçimin yapılması, meşru hükümetin kurulması…"
Peki, Rusya ve İran'ın desteğini alan Suriye yönetiminin hedefleri ne? Elbette ki Sayın Akar'ın ifade ettikleri…
Yani sınır güvenliği, Suriye halkının güvenliği, Suriye'nin toprak bütünlüğü, teröristlerden temizlenmesi, yeni anayasa, siyasi süreç ve meşru seçimler…
Hedefler aynıysa, öyleyse neden gerilim yaşanıyor, niçin olay çatışma boyutlarına geldi?
Son 10 gün içinde şu yaşananlara bakın:
Rusya Dışişleri Bakalığı'nın açıklamalarına göre, Suriyeli muhaliflerin bölgesinden Rus ve Suriyeli askerlerin bulunduğu bölgelere bini aşkın saldırı gerçekleşti.

Bu saldırılarda yüzlerce Suriye askeri ve Rus uzmanların yanı sıra Türk uzmanlar da hayatını kaybetti.

Suriye ordusundan açılan ateş sonucu 3 Şubat'ta 7'si asker, 1'i sivil 8 vatandaşımız şehit oldu, 13 askerimiz yaralandı; 10 Şubat'ta da 5 askerimiz şehit oldu, 5 askerimiz de yaralandı. Türk Silahlı Kuvvetleri bu saldırılara cevaben misillemeler gerçekleştirdi.
Dün Türkiye destekli muhalifler Serakib ilçesi yakınlarında Suriye ordusuna ait bir helikopteri karadan havaya fırlatılan bir füzeyle düşürdü. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Alınan son bilgilere göre; İdlib bölgesindeki An Nayrab'dan rejim unsurlarının çıktığı ve Rejime ait 1 helikopterin düştüğü öğrenilmiştir" ifadeleri kullanıldı.

Suriye'nin başkenti Şam'ın Mazzeh bölgesinde bomba yüklü bir araç patladı. Patlama sonucu araç alev alev yanarken, 1 kişinin yaralandığı belirtildi.
Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), İdlib'in güneyindeki Kefr Batikh bölgesinde Suriye ordusuna ait bir askeri aracı patlattı.

Rus askeri üssüne İHA'larla saldırı yapıldı.

Rusya'nın Suriye'deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Yuriy Borenkov tarafından yapılan açıklamada , "9 Şubat akşamı, hava karardığında, Rus hava üssü Hmeimim'in hava savunması, militanlar tarafından kontrol edilen İdlib gerilimi azaltma bölgesinden silahlı insansız hava araçlarıyla yapılan iki saldırıyı tespit etti ve püskürttü" ifadeleri kullanıldı.

Bu arada, Türkiye'nin bölgeye askeri sevkiyatı devam etti. Dün Hatay'ın İskenderun ilçesine trenle getirilen askeri araçlar sınır birliklerine sevk edildi. İskenderun Garı'na da 43 vagon paletli zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) geldi.
Askeri araç yüklü TIR'lar, geniş güvenlik önlemleri altında Suriye sınırındaki birliklere hareket etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İdlib'le alakalı sert açıklamalara devam etti ve "Rejim ciddi manada orada özellikle de İdlib'de misliyle belalarını buldular. Ama yetmez, daha devam edeceğiz" diye konuştu.
Rusya'dan gelen açıklamalar daha ziyade uyarı mahiyetindeydi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İdlib'deki durumdan ötürü endişe duyduklarını belirterek, "Rusya, Soçi anlaşmalarının uygulanmasını en önemli konu olarak görüyor" dedi. Peskov, "Rusya, İdlib'deki durum ve bu bölgede teröristlerin rahatça gezmesi hakkındaki endişesini gizlemiyor" ifadesini kullandı ve şöyle devam etti:

"Rusya, Soçi anlaşmalarının uygulanmasını en önemli konu olarak görüyor. Suriye ordusuna ve Rus askeri tesislerine yönelik terör faaliyetlerinin bastırılması da büyük önem taşıyor. İdlib'de yapılan bu saldırılar kabul edilemez."
Rusya'nın Şam Büyükelçisi Aleksandr Yefimov, İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesindeki ateşkes rejiminin teröristler ve onların yabancı patronları tarafından savaşı uzatmak ve Şam üzerinde baskı kurmak amacıyla kullanıldığını söyledi.
Yefimov, "Zorlaşan mevcut durumda Rusya-Türkiye arasındaki Eylül 2018'de İdlib konusunda varılan anlaşma (Soçi Mutabakatı) tam anlamıyla ve dürüstçe uygulanmalı" dedi.

Yefimov, siyasi süreçte yer almaya hazır olduklarını belirten silahlı muhaliflerle BMGK'nın terör örgütü listesindeki grupların birbirinden ayrılması yönündeki anlaşma hükmünün de yerine getirilmesi gerektiğini ifade etti.

NATO ve ABD ise yaşanan gerilimden gayet memnunlar ve Türkiye'ye gaz vererek gerilimin daha da tırmanması için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.
Aynı ABD, Türkiye'yi tehdit eden PKK/PYD'li teröristlere her türlü desteği vermekten de geri durmuyor. ABD Savunma Bakanlığı, 2021 mali yılı bütçesi talebine ilişkin raporuna göre, terör örgütü PKK/PYD için 200 milyon dolar ayırdı.

Türkiye, Suriye, Rusya ve İran'ın Suriye hedefleri aynı olmasına rağmen yaşanan bu gerilim normal değil…
Belli ki sürece dahil olan ve olayları kızıştıran perde arkası iradeler var. Türkiye, aracıları bir kenara koyarak ve de ABD'nin çıkarına olan adımları atmaktan vazgeçerek, milli menfaatlerinin ve ulusal güvenliğinin gereği Suriye yönetimiyle masaya oturmak zorundadır.
Dün 1998 yılında kanlı bıçaklı olduğumuz Hafız Esad yönetimiyle gerçekleştirdiğimiz Adana Mutabakatı sorunları sıfıra indirmişti, bugün neden oğul Esad'la benzer bir mutabakatı devreye koymayalım? Türkiye'nin 2011 yılından bu yana atmadığı tek adım bu ve ödediğimiz bedellerin haddi hesabı yok. Karşılıklı her türlü kayıbın tamamen sonlanması için acilen Suriye ile diplomasi başlatılmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ifade ettiği gibi "Bölgesel sorunlar bölge ülkelerinin işbirliğiyle çözülebilir."
Bir yerden başlamamız gerekiyor.
Yoksa her gün gerilim daha da tırmanacak ve küresel işgalcilerin menfaatine nice kanlar dökülecek.
Müslüman Müslüman'ı kıracak. Ayıkmamız lazım.

http://yenimesaj.com.tr