Dünya haritasını önümüze koyup ülkemizin jeopolitik konumuna baktığımızda iklim, yer altı, yer üstü kaynakları, stratejik konum, boğazlar vs. avantajları beraberinde getiren Türkiye'mizin en güzel yerleşim bölgesinde olduğu aşikârdır.
Bundan dolayı dünya ülkelerinin gözü, kulağı ve hedefindeki ülkeler sıralamasında en baştayız.
Rusya'nın sıcak denizlere inme düşleri, batının papalık misyonunun bir parçası olarak bölgemizi Türkiye merkezli Hıristiyanlaştırma hayalleri! ABD'nin eriyen buzullardan dolayı kendine toprak arama hedefleri başta olmak üzere her ülkenin bizim ülkemiz üzerinde emelleri olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Bundan dolayı biz aklımızı kiraya vermeden, başkalarının aklıyla hareket etmeden, ülkemizin menfaatlerini ön plana koyup, akıllı ve yerinde hareket etmekten başka çaremiz yoktur.
Buradan hareketle yıllardır Güney bölgemizdeki komşularımızın düştüğü durum ve o bölgelerdeki başımıza gelenleri enine boyuna düşünerek ders çıkarmamız ve ona göre hareket etmemiz kaçınılmaz bir vaziyet almıştır.
Bölgeyi ateş topuna çeviren santim santim bölen ABD'nin oyunlarına gelmeden hareket etmemizin şart olduğunun altını çizerim. En son olarak Suriye topraklarında cereyan eden olayların her tarafa zarar verdiğini bilmeyenimiz yok. Burada Suriyelilere ve bize çok pahalıya patlayan hataları tekrarlamadan hareket etmemiz halkımızın birliği, ülkemizin bütünlüğü açısından önemlidir.
"Komşumuzun toprak bütünlüğü, bizim toprak bütünlüğümüzdür. Bölgemizin huzuru bizim huzurumuzdur." şiarı ile hareket etmez, taşeronluğa soyunursak ülkemizi hop oturan, hop kalkan istikrarsız bir vaziyet alan, karışıklıklara gebe olan bir ülke konumuna sokarız.
Ortadoğu ve Arap ülkelerinde olduğu gibi istediği atı oynatmak, bölgeyi kafasına göre tasarlamak için kolları sıvayan ABD, AB ve İsrail bin bir türlü hile ve doğru olmayan kirli bilgilerle aynı senaryoyu Doğu bloğunda da yapmaya çalışıyor. Kazakistan'da bağcıyı dövmek isteyen aynı zihniyetler amacına ulaşamayınca fitili Ukrayna'da ateşledi.
Bu bölgelerde çıkan savaşlarda Atlantik ötesindeki ABD'nin hiçbir zarar görmeyeceği aşikârdır. Bunun yanında vatandaşları ve toprak bütünlüğü güvende, tehlikeli bir durumu bulunmayan ABD, üstüne üstlük kâğıdı boyayıp dünyaya dağıtmasında da bir sorun olmadığından dolayı kelimeleri dizmeden rastgele konuşması bölgemiz için düşünülmesi ve önlem alınması gereken büyük bir tehlikedir.
Aynı savaş ABD sınırında veya topraklarında olsa aynı tavrı sergileyebilir miydi? Keşke barış ve kardeşliğin zirve yaptığı bir bir dünyada huzur içinde yaşasak. Gelin görün ki huzurlu bir ortamı karıştırmada marifetli olan fitne ellerinin oyununa gelenler hep bedel ödemek zorunda kalan ülkeler oluyor. Hiç sorduk mu kendimize bu savaşlar neden hep bu bölgede meydana geliyor da AB, ABD'de meydana gelmiyor.
"Yurtta barış, dünyada barış" diyen Atamıza kulak vererek dünya barışını inşa etmek için mücadele etmeliyiz. Merhaba dediklerine fitne tohumları eken ABD'yi bölgemizde bu kadar etkin kılmaz isek barışı inşa etmek için en büyük adımı atmış olacağımızdan hiç endişeniz olmasın.
Dik duran, eğilmeyen, taşeronluk yapmayan bir Türkiye'nin kurtuluş savaşında neler yapabileceğini bütün çıplaklığı ile gördük. Bizi diğer ülkelerden ayıran en büyük özelliğimiz asker bir millet olmamız ve Atatürk'ümüzün çizdiği yoldur. Bölgede aklıselim, sağduyulu hareket eden sağlam bir Türkiye, bölge barışına çok büyük katkı sağlar. Hiçbir güçte ülkemize yan gözle dahi bakamaz.
Rusya ve Ukrayna arasına ABD'nin ve AB'nin soktuğu nifak neticesinde patlak veren savaşta nice masumlar can veriyor, vatanları yok oluyor, bölge cılızlaşıyor. Bu bölgedeki olayların cereyan etmesi en çok Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'yi sadece alkışlayan ABD, AB ve İsrail'in işine gelirken zarar gören taraflar ise meydanda bağırıyor.
Bölgemizi karıştıranlar 3.Dünya Savaşı çığırtkanlığı yapmaktan geriye kalmıyor. Bu bölgenin karışıklığı ne kadar büyürse pastadaki payları da o kadar büyüdüğü için körüklemekten hiç geriye durmuyorlar. Her dönemde ikiyüzlü hallerini ortaya koyan bu zihniyetler barış söylemleri yerine, savaş söylemleri ve hamleleri üzerine plan kuruyorlar.
İşte bu zor zamanlarda kargaşanın büyümemesi için 86 yıl önce öngörüsü ile Montrö Boğazlar Antlaşmasını imzalayarak hem ülkemizi, hem bölgemizi garanti altına alan Atatürk, imdada yetişip bölgenin daha çok karışmasına engel olarak 3. Dünya Savaşına geçit vermiyor.
Bizim artık Atatürk'e tutunarak, ilkelerini doğru anlamamız ve ona göre hareket kabiliyeti belirleyerek yürümemiz gerekir. Bu minvalde hareket edersek yürümeyi bırakın koşacağımızdan ve önümüze de hiçbir güç engel olamayacağı gibi, oyun çevirenlerinde oyunları boşa gideceğinden endişeniz olmasın.
Biz geçmişte adaletin teminatı, birliğin ve beraberliğin simgesi, hak ve hukukun koşulsuz öncüsü olmuş yüce bir milletiz. Böyle bir anlayışla hareket ettiğimiz için içimizdeki işbirlikçilere rağmen Atatürk'ün liderliğinde yedi düveli dize getirmeyi bildik.
Şu günlerde bölgemizde yaşanan ve kirli ellerin kontrol ettiği bu talihsiz savaşın biran önce büyümeden kontrol altına alınarak, savaş ortamının yerini barışa, ağlayan insanların gülücüklerine dönüştürülmesi önceliğimiz olmalıdır. Gelişen süreçte Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşı körükleyen AB ve ABD'nin ne kadar korkak ve güvenilmez olduğunu gözler önüne sermiştir. Bizim için bütün sınırlarımızın olduğu gibi bu bölgenin istikrarı da her şeyden önemlidir. Irak, Afganistan, Suriye'de… Yapılan yanlışları tekrarlamayarak, başkalarının taşeronluğuna soyunmadan kendi işimize bakmamız işin en doğrusu olacaktır.
Rusya boyutuna gelince; ABD, AB ve dünyaya kafa tutan Rusya'nın bu bölgede kafa tutamayacağı bölge dengelerini göz önünde bulundurduğumuzda; Türkiye'dir.
Rusya da bunun farkında olduğu için hiçbir zaman Türkiye'yi karşısına almadan hamlelerini yapar ve de yapmaktadır.
Bizim en büyük gücümüz Atatürk'ümüzdür. Ülkemize düşen görev, taraf olmadan bir ağabey edasında Rusya ile Ukrayna arasındaki barışı sağlamak, bölgedeki huzur ortamını oluşturarak, istikrarı tesis etmektir. Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda hareket edip, başka da hiç bir görev üstlenmemektir.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.