HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 29 NİSAN 2025, SALI

Dil ve Kültür

03.12.2018 00:00
Biz millet olarak Türkçe okur, Türkçe yazar, Türkçe konuşur, Türkçe düşünür ve Türkçe yaşarız.

Her milletin diline ve inancına saygılıyız ama biz, biz olmak zorundayız. Yoksa zaman içerisinde silinir yok oluruz.

Alevi ve Bektaşilerin inançlarının gereği olan ibadetlerini Türkçe yapmaları, ozanlarının Türkçe söyleyip, Türkçe yazmaları, güzel dilimizin bu günlere taşınmasında ve daha da arılaşmasında önemli katkıları olmuştur.

Öz dilini unutan toplum öz kültürünü ve öz kimliğini zamanla unutur ve zamanla yok olur.

Dilini, kültürünü toplumlar bir gün olur kendini tarihin çöplüğünde bulur.

Anadolu Aleviliği ve Bektaşiliği, İslam Dininin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'in Türk'ün binlerce yıllık kültürel birikimi, örf ve adetleri ile tarihin derinliklerinden gelen inanç felsefesine göre yorumundan ortaya çıkan bir inançtır.

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Türklerin inanç ve felsefesi ile yorumundan İslamın  Anadolu Aleviliği kolu, Fars kültür ve felsefesine göre yorumundan Şiilik kolu, Emevi felesefine göre yorumundan da Sünnilik kolu ortaya çıkmıştır.

Alevi inancında insan en önemli unsurdur.

Bu inancın merkezinde insan vardır.

Bu nedenle derler ki: "Bizim Kabemiz insandır."

Bu gün Anadolu topraklarında Türkçe konuşuluyorsa, bu topraklarda İslam inancı kök salmış ve varlığını devam ettiriyorsa, bu Anadolu Erenlerinin ve onların yolunu izleyenlerin sayesindedir.

Değerli Bilim adamı Prof. Oktay Sinan oğlu diyor ki:

"Önce dilimizi bozdular, sonra dinimizi."

Bir milleti öz benliğinden ve kültüründen uzaklaştırmanın ilk adımı o toplumun dilini bozmaktır. Ana dilini unutmuş toplumlar zamanla kültürlerini, inançlarını, ananelerini, tarihlerini kısaca geçmişe ait olan neleri varsa unutur ve zamanla da yok olurlar.

Bu konuda Orta Doğu'da Türk Milleti üzerinde oynanan oyunları haddi hesabı belirsiz.

İşte Kerkük Türkmenlerinin ve Suriye Türkmenlerinin durumları ortada. Kırk yıla yakın bir zamandan bu yana ülkemizde sonu gelmeyen terör eylemlerinin altında emperyalizmin bağımsız, özgür, laik, çağdaş Türkiye'yi yok etme politikası vardır. Bu emperyalist yıkıcı politikanın yerli iş birlikçileri farklı politik ve dini cemaatler görünümünde ekmeğini yediği, havasını teneffüs ettiği ve suyunu içtiği ülkeye karşı ağa babalarını isteği doğrultusunda görevlerini her dönemde yapmaya çalışmışlardır.

Osmanlının yıkılışının en önemli nedenlerinde birisi dilde birliğin olmaması ve Türkçenin yozlaştırılmasıdır.

Osmanlı'da halk Türkçe, Saray ve çevresi Türkçe, Arapça ve Farsça karışımı karma bir dil olan Osmanlıca konuşuyordu. Edebiyat dili Osmanlıca, bilim dili Arapça idi.

Halk ise ana dili olan Türkçe konuşuyor, halk ozanları da Türkçe söylüyor, yazıyor ve düşünüyordu.

Osmanlıcayı kullananların sayısı da beş bini geçmiyordu.

Bu topraklarda Alevi ve Bektaşiler bin yıldır Türkçe konuşup, Türkçe yazmış, Türkçe düşünmüş ve Türkçe ibadet etmiş, dualarını Türkçe yapmışlardır. Halen de etmektedirler.

Cumhuriyet dönemine kadar devlet dili Osmanlıca iken, cumhuriyetle Türk Milleti kendi öz dilini kullanmaya başlamış, devlet dili Türkçe olarak kabul edilmiştir.

Dilimizin araştırılması, geliştirilmesi ve sadeleştirilmesi için 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurularak dilimiz bu günkü duruma getirilmiştir.

Türkçeye ve külütürümüze sahip çıkmak her yurttaşın asıl görev ve sorumluluklarındadır.

Dilimizi ve kültürümüzü koruyalım                                                       
Ahmet Yılmaz / diğer yazıları
•Ah be virüs! 25 00:00:00.02.2021
•Sancılı toplum 01 00:00:00.01.2021
•Atatürk düşmanlığının kaynakları 28 00:00:00.11.2020
•Bir köy ilkokulu 13 00:00:00.11.2020
•Sen kimsin? 26 00:00:00.10.2020
•Din ve çağdaşlık 06 00:00:00.10.2020
•Gazi Mustafa Kemal Atatürk 21 00:00:00.09.2020
•Covid-19 10 00:00:00.09.2020
•Gazi Mustafa Kemal Atatürk 03 00:00:00.09.2020
•Dolar artarsa ne olur? 15 00:00:00.08.2020
•Aydın kelepçeli 24 00:00:00.07.2020
•Beyin yıkama nasıl yapılıyor? 11 00:00:00.07.2020
•Sultan İkinci Abdülhamit Dönemi 02 00:00:00.07.2020
•Hurmayı sevmiyorum 25 00:00:00.06.2020
•Çiftçilerin sorunları 19 00:00:00.06.2020
•Ben Anadolu'yum 02 00:00:00.06.2020
•Bugün anneler günü ya! 10 00:00:00.05.2020
•Coronavirüs ve sosyal değişim 30 00:00:00.04.2020
•Tekâlif-i Milliye 09 00:00:00.04.2020
•Fırsatçılık 29 00:00:00.03.2020
•Bizi kıskanıyorlar 24 00:00:00.02.2020
•Eşitlik mi? 10 00:00:00.02.2020
•Kadın hakları 01 00:00:00.02.2020
•Alevi olmak 24 00:00:00.01.2020
•Eğitim, üretim ve beyin göçü 18 00:00:00.01.2020
•Farkımız ne? 09 00:00:00.01.2020
•Saplantı 28 00:00:00.08.2019
•Kızılbaşlık nereden geliyor? 09 00:00:00.08.2019
•Kent konseyleri 01 00:00:00.08.2019
•Alevilik yetmiş iki milleti bir potada eritti 20 00:00:00.06.2019
•19 Mayıs 1919 Ruhu 21 00:00:00.05.2019
•Bu protesto değil 01 00:00:00.05.2019
•Balık üretim çiftliklerine HAYIR 22 00:00:00.04.2019
•Sosyal Demokrat Belediyecilik 05 00:00:00.04.2019
•Kirli politika 18 00:00:00.03.2019
•Kızılbaşlık nedir? 12 00:00:00.03.2019
•Vay Çiftçinin Haline! 20 00:00:00.02.2019
•Temiz ne kaldı? 11 00:00:00.02.2019
•Nasıl siyaset 05 00:00:00.02.2019
•Bir Anı 28 00:00:00.01.2019
•Plâstik poşet 21 00:00:00.01.2019
•Yerel seçim ve eşitsizlik 14 00:00:00.01.2019
•Aleviler ve Bektaşilerde özel anlamı olan sayılar 08 00:00:00.01.2019
•Güle güle 2018 02 00:00:00.01.2019
•Menemen Olayı 24 00:00:00.12.2018
•Alevi inancında insani değerler 17 00:00:00.12.2018
•Ehli Beyt 10 00:00:00.12.2018
•Dil ve Kültür 03 00:00:00.12.2018
•Vah Türkiyem! 26 00:00:00.11.2018
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr