Bir yıl önce geldiğin zaman beklentilerimiz vardı, umutlandık. Özgürlükler, adalet, demokrasi, barış, kardeşlik, iş, ekmek ve refah için umutlarımız vardı. Beklentilerimiz gelmedi, umutlarımız gerçekleşmedi.
Bizi yine aynı beklentiler, aynı umutlarla bıraktın gidiyorsun.
Güle güle.
Bir daha geri gelmeyeceğini biliyoruz.
Şimdi sana olan beklentilerimizi, umutlarımızı 2019 yılına aktardık.
Aynı şeyleri 2019'dan bekliyoruz.
Hoş geldin 2019.
Bize ne getireceksin?
Verebilecek misin beklentilerimizi?
Gerçekleştirebilecek misin umutlarımızı?
Sanmıyorum ama, biz yine de umutsuz değiliz.
Demokrasi, barış, özgürlük, iş, ekmek ve rafahın umutları bile güzeldir, bırakınız gerçekleşmesini.
Yüz kırk dolayında gazeteci ceza evlerinde.
Ceza evlerinde yetmiş bin öğrencimiz yatıyor.
Ceza evlerinde mahküm ve tutuklu sayısı toplam iki yüz yetmiş bin kadar.
Var olan fabrikaları satıp, modern ceza evleri yaptırıyoruz.
İşsizlik devamlı olarak artıyor.
Yüz otuz bin öğretmen açığını düşük ücretle sözleşmelilerle kapatmaya çalışırken, dört yüz bine yakın atanması yapılmamış öğretmen boş geziyor.
Birçok tüketim mallarına yüzde yüze yakın zam yapıldı. Ama yüzde onluk indirimlerle ucuzluk yaratıldığı anlatılıyor.
Hayvancılığımız bitti.
Tarım çökertildi.
Günümüzden yirmi beş otuz yıl önce tarımsal alanda Dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden birisi Türkiye idi. Şimdi hayvan ithal, saman ithal besicilik yapmaya çalışıyoruz. Baklagiller, et, buğday, arpa, pamuk başta olmak üzere ithal etmediğimiz tarım ürünü kalmadı. İthal etmeye de devam ediyoruz.
Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden Kırgızistan'dan üç yüz bin ton kırmızı biber ithalinin yolu açıldı. Bunu dahi ithal eder durumlara düştük.
Halde kilogramı bir lira olan meyve veya sebzenin fiyatı beş yüz metre ötede pazara çıkarıldığı zaman en az beş liraya yükseliyor. Üretici kooperatifleri kurulmadan bu alanda birçok sorun çözülmediği gibi daha da büyüyecektir.
Ülkemiz çevresindeki komşularımızdan ne yazık dost olanı kalmadı.
Ha! Az kalsın unutuyordum. Dünyada demokrasinin en iyi uygulandığı ender ülkelerden birisi de ülkemizmiş. Bunu biliyor muydunuz?
Denizlerimiz, çevre, doğa ve sularımız onarılması mümkün olmayacak derece de kirletiliyor.
Anamur, Bozyazı, Aydıncık ve Silifke'de balık çiftlikleri kurma hazırlıkları hızla devam ediyor.
Anamur Dragon Çayının suyu tarla sulama amaçlı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine akıtılacak.
Dünya'da en fazla güneş ışığı ve rüzgâr olan ülkelerdeniz. Elektrik üretimini bu yolla yapma olanakları varken, buna rağmen Akkuyu'da nükleer santral yapılacak. Nükleer santral üretime geçtiğinde bölgede üretilen meyve ve sebze ürünlerinin anbalajlarının üzerine "Nükleer santral bölgesinde üretilmiştir." Kaşesi vurulacak.
Bu ürünlerin ihracatında sıkıntılar ortaya çıkmayacak mı?
Yetkili birimlerin yaptığı açıklamaya göre, dışa bağımlılığımız tohumculukta yüzde doksan, süni gübrede yüzde yetmiş, tarımsal ilaçlarda ise yüzde doksan sekiz.
2019 yılı.
Bize bu sorunlarımızın çözümünü getirecek misin?
Yoksa bir yıl sonraya kalsın mı diyeceksin?
Eğer bu sorunlarımızın çözümünü bulacaksan hoş geldin, sefa geldin.
Ama biz umutlarımızı kayıp etmiyoruz.
Umutsuzluğun tükenmek, yok olmak anlamına geldiğinin farkındayız.