Son birkaç yıldan bu yana siyaset o kadar fazla kirletildi ki, siyasete bir giren pişman, bir de girmeyen pişman.
Bazı siyasetçiler proje üretip toplumun ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel sorunlarına çözüm üretme yerine kavga, kin, nefret ve düşmanlık duyguları aşılıyor. Toplumda yurttaşlar arasında düşmanlık yaratıp, tehditler savurarak seçmenleri baskı altına alıp seçim kazanmaya çalışıyor.
Bu yüce millete ve vatana bunları nasıl laik görüyorlar anlamak mümkün değil.
Ülkede çözüm üretilmesi gereken o kadar çok sorun varken bu olumsuzluklarla uğraşmak, kimseye helal getirmez. Ancak vatan ve millet düşmanlarının, dış güçlerin, ülkede birlik ve beraberlik düşmanı güçlerin işine yarar.
Siyasette kavga değil sorunlara çözüm üretecek projeler yapmak gerekir. Siyasi partilerin ve siyasetçilerin birinci derecede görevi budur.
Yanlış ekonomik politikalar sonucunda üretimden ithalata dayalı tüketim ekonomisine geçildi. Ülkede tarım, hayvancılık yok oldu. Üretim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle üretici üretmez duruma geldi. Sebze, meyve ve hayvansal ürünlerin fiyatları alabildiğine yükselince yaşamak zorlaştı.
Hayvansal ve tarımsal ürünlerin fiyatlarının aşağı çekilmesinin yolu ithalatla değil, üreticiye destekle vermekten geçer.
Birkaç kalem malda gümrük vergilerini kaldırıp gümrüksüz ithalat ancak yabancı ülkelerin üreticilerinin işine yarar.
Sorunun asıl çözümü tarımsal ve hayvansal ürünlerin girdilerinin vergisini düşürüp yerli üreticinin desteklenmesi ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi, üreticinin kazanması ile gerçekleşir.
Vatandaş kavga değil, dostluk ve dayanışma ister.
Rahat yaşamak, çocuklarının sırtının çıplak karnının aç kalmamasını ister.
Bunun yolu iş ve maliyeti düşük üretimdir.
Bu gün vatandaşlarımız acı soğana muhtaç duruma düşmüştür.
Acı sarımsağın kilosu otuz liraya kadar yükseldi.
Etin kilosu elli lira dolaylarında.
Elektrik ve suyun belki de Dünya'da en pahalı tüketicisiyiz.
Dünya'da en fazla rüzgârı olan ve güneş ışığı alan topraklarda yaşıyoruz ama dışarıdan doğal gaz ithal edip elektrik üretiyoruz. O zaman da elektriği pahalıya tüketiyoruz.
Belki de yüz yıl sonra bu verimli topraklarda bilinçsiz kullanım nedeniyle ot bile bitmez olacak.
Yakın çevremize baktığımız zaman otuz kırk yıl önceki var olan birçok ot ve göçmen kuş türü görülmez oldu.
Bunların olumsuz izlerini kendi yaşadığımız çevrede rahat görüyoruz.
Nerede insanların tarlalardan topladığı ebegümeçleri?
Nerede yemek için topladıkları ısırganlar ve yaban otları?
Kışın gelen sığırcıklar, yaban kazları, yaban ördekleri nerede?
Güzün fıstık tarlalarında fıstıkların arasında avlanan bıldırcın sürüleri nerede kaldı?
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.